26 Ekim 2015 Pazartesi

Atölye /Yaz okulu / STK Stajı

Umöb, yani Ulusal Mimarlık Öğrencileri Buluşması, mimarlık öğrencileri tarafından organize edilen buluşmalardır. Bu buluşmalara katılan öğrenciler farklı şehirlerdeki diğer mimarlık öğrencileriyle paylaşımlarda bulunurlar. Farklı ilgi alanlarına göre düzenlenen atölyelere katılırlar ve buluşmanın sonunda bu atölyelerin ürünlerini sunarlar. Bu yaz yapılan buluşma ise İzmir, Seferhisar Düzce Köyü’nde yapıldı.

Önceden açıklanan atölyeler arasından tercih yapmamız istenmişti. Bu atölyeler: yerleş, kırsal üretim sistemi, yerel ses peyzajları, Umberto Eco’nun Köyü, Sofra, Mekanoskop, Flipbook Animasyon, Hayallerin Gücü Adına, Parametrik Pavilyon, Bağ, Tasarım Avı, Aletheia, Kendiliğindenlik, Depo. Benim tercihlerime göre kabul edildiğim atölye ise Parametrik Pavilyondu.  Phoneix Tasarım Mutfağı üyeleri ve Yaşar Üniversitesinde öğretim görevlileri olan Bilge Göktoğan ve Ali Arslankan tarafından yürütülecek olan bu atölyede dijital ortamda (rhino) bir pavilyon tasarlanacak ve köyde yetişen kargı, sazlarla üretimi yapılacaktı.

Saydığım atölyelerin dışında herkesin katılabileceği ortak atölyeler de vardı. Bu atölyeler:  Gastronomika, Kartondan Tekneler, Işık Atölyesi ve Kumaş boyama. Ayrıca her gün konuşmacılarla söyleşiler yapıldı. Bu konuşmacılar: Uğur Tanyeli, Dilan Bozyel, Osman Şişman, Ferhat Hacıalibeyoğlu, Alper Derinboğaz, Elif Tanrıverdi ve Hakan Demirel. Konuşmacıların bir kısmı köyü züyaret etti, bir kısmına da geziler düzenlendi. İzmir Mimarlar odasına, plaja ve Seferihisar merkeze gidildi. 

Köyün ilkokulunun bahçesini kamp alanı olarak kullandık ve çadırlarımızı kurduk. Kamp alanının düzeni adına temizlik, kahvaltı, nöbet gibi görevler vardı ve bunlar da öğrenciler tarafından dönüşümlü olarak yapıldı.


Köye vardık ve ekip üyeleriyle tanıştık. Okul bahçesinde bize gösterilen alanlara çadırımızı kurduk. Köy işlerinin işleyişini öğrendik. Dönüşümlü olarak mıntıka(etrafı toplama), kahvaltı hazırlama, tuvalet temizliği ve nöbet görevleri vardı. İlk günden tuvalet temizleyerek bu işlere ben de başlamış oldum.  Ama köy ortamı çok samimi ve güzeldi.

Köy kahvesi
Öğleden sonra parametrik pavilyon takımıyla tanıştık. Bir çalışma planı oluşturduk. Tüm atölyelerin kararına göre tasarım ve üretim süreci 4 gün içinde bitmesi planlandı. Parametrik nedir, parametrik tasarım nasıl olur sorularının üzerine bir tartışma yapıldı. Tasarım için herkesten bir tasarım fikri istendi. Bu fikirler sonra sunulacak ve içinden beğenilen bir tasarımın üretimine başlanacaktı.

Köy gezildi ve pavilyonun uygulanması için uygun bir alan belirlendi.  Bu alanın incelendi. Gerekli malzeme listesi yapıldı .





Gerekli malzemelerden en önemli olanı pavilyonu üreteceğimiz kargılardı. Çalışma alanımıza yığılan kargılar incelendi. Kargı esnek bir malzeme ve boyuna, kalınlığına, kuruluğuna göre esnekliği değişiyordu. 






Bu özellikleri göz önünde tutarak bazı tasarımlar yaptık. Bu tasarımların iyi noktalarını birleştirerek rhino programından bir tasarım oluşturduk. Bunun renderlarını aldık. Tasarıma göre kargılar ile şaşırtmalı bir bundle oluşturarak esnek ve uzun açıklıklar geçebilen birimler ürettik.




Kargıları saydığım özelliklere göre grupladık ve uzun açıklıklar geçmesi açısından kalınları yer bağlantısı ve ince, esnekleri en tepede kullandık. İstediğimiz esnekliğe ulaşması açısından yapraklarını soyarak, güneşte kurumasına karşı belli zamanlarda sulamamız gerekti. Kimi  zaman da sıcaktan korunmak için kendimizi sulamamız gerekti.
Azmak koyu 






Birleşim detayı olarak önceden sadece Amerikan kelepçe belirlemiş olsak da süreçte kelepçelerin kargıyı kesmesi yüzünden yüzey alanı daha geniş olan bir bant kullandık. 

Bundlelar tamamlandığında zemin düzenlemesi yapıldı ve bundlelar için toprakta uygun delikler açılarak yerleştirildi. Süre boyunca konuşmacılar ile söyleşiler yapıldı bu konuşmalardan ilgimi çekenlerden bazıları ile ilgili kısa notlar aldım.

Sunum için bir pafta hazırlandı. Kullanılan teknikler açıklandı. Ben de yapım sürecinde çektiğim videoları derleyip bir tanıtımvideosu hazırladım. 


Tüm grupların sunumu için Seferihisar merkezde Sanat Bahçesi adlı cafeye gidildi.  Ürünlerini en beğendiğim atölyeler Hayallerin gücü adına, ses peyzajları ve ışık atölyesi idi. Hayallerin Gücü adına atölyesinde önce karakterler yaratılmış, bunların maketleri yapılmış bunlar ise illüstrasyonlarla çocuk hikayeleri yazılmıştı. Ses peyzajları atölyesinde köyün farklı sesleri kaydedilerek sesler maket haline getirilmişti. Işık atölyesinde ise köyün tarihi hamamının içinde gece parlayan fosforlu boya ile boyanan iplerle farklı geometriler mekanlar yaratılmıştı.  
Bunlar bulabildiğim örnekler








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder